(ABYB) HASAN ALPARSLAN SINIRLARIMIZIN PETROLE GÖRE ÇİZİLDİĞİNİ BELİRTTİ.
(ABYB) ANADOLU BASIN YAYIN BİRLİĞİ YAŞAM BOYU ONURSAL BAŞKANI HASAN ALPARSLAN SINIRLARIMIZIN PETROLE GÖRE ÇİZİLDİĞİNİ BELİRTTİ."GÜLBENKYAN'IN KIRMIZI KALEMİ"
(ABYB) ANADOLU BASIN YAYIN BİRLİĞİ YAŞAM BOYU ONURSAL BAŞKANI HASAN ALPARSLAN SINIRLARIMIZIN PETROLE GÖRE ÇİZİLDİĞİNİ BELİRTTİ."GÜLBENKYAN'IN KIRMIZI KALEMİ"
1920'lerin sonlarında dünya petrol piyasasında bir bolluk oluşmuştur. Muhtemel bir ucuz ham petrol fazlasının TPC üyelerini tehdit edebilecek boyutlara ulaşmasını önlemek amacıyla 31 Temmuz 1928 tarihinde, tüm ortaklar tarafından Kırmızı Hat (Red Line) Anlaşması imzalanmıştır. Anlaşma uyarınca, hiçbir şirket diğer ortakların izni olmaksızın eski Osmanlı İmparatorluğu topraklarında keşfedilecek petrol yataklarını işletemeyecekti. Kırmızı Hat ile TPC ortakları arasında, eski Osmanlı İmparatorluğu içine giren bu günkü Türkiye, Suriye, Irak, Suudi Arabistan, Bahreyn, Katar ve Basra Körfezi boyunca sıralanmış Emirlikleri kapsayan ancak, Kuveyt, İsrail, Ürdün ve imtiyazı BP'nin elinde bulunan İran'ı dahil etmeyen bir alanda, özetle imtiyaz elde etme, ham petrol üretimi, satın alımı ve işlenmesi konularındaki mevcut rekabet ortadan kalkmış oluyordu. Kırmızı hat, TPC üyelerine, Ortadoğu genelinde büyük ve önemli bir üretim ve imtiyaz tekeli sağlamıştır. Kırmızı Hat, 17 Eylül 1928'de imzalanan Achnacarry Anlaşması ile birlikte, 7KK'lerin dünya petrol endüstrisindeki hakimiyetini perçinlemiştir. 1914 "Foreing Office" Anlaşması, sonradan Büyük Oyun'u tezgahlayanlar arasında pay edilmek üzere Osmanlı hakimiyetindeki petrol alanlarının belirlendiği, gerek yakın tarihimiz gerekse petrol tarihi açısından çok önemli bir anlaşmadır. 1914'de ne acıdır ki; Osmanlı Padişahı'nın lütfundan ziyadesiyle yararlanmış bir ailenin bir mensubu olan Calouste Gülbenkyan'ın meşhur kırmızı kalemiyle çizilen Osmanlı sınırları, ABD'nin Ortadoğu petrol alanlarına giriş esnasında da kullanıldı. Gülbenkyan'ın o sihirli kırmızı kalemi, Ortaoğunun ve petrolün Osmanlı'dan koparılmasına, Osmanlı İmparatorluğu'nun da petrol rezervlerine göre emperyalist güçler arasında paylaşılmasına yol açtı. Ulu önderimiz Atatürk'ün büyük ileri görüşlülükle Musul ve Kerkük'ü, ısrarla Misak-ı Milli sınırları içine dahil etmesinin, Atamızın petrol oyununun, Osmanlı'yı yok etmek ve yeni Türkiye'nin de bunun dışında bırakılacağını hissetmek bakımından sergilediği stratejik zekayı bir kez daha kanıtlıyor. Günümüzdeki kaotik mücadele Afganistan ve Irak'la başlayan; İran, Suriye, Suudi Arabistan ve sıraya giren diğerleri ile devam edeceği anlaşılan yeni haritaların çizilmesi (Büyük Ortadoğu) operasyonunda ya da uygulayıcıların bilinçaltında yattığı haliyle, Ortadoğulu Frankesteinlar'ın yok edilmesi planında, Gülbenkyan'dan miras kalan o meşhur "Kırmızı kalem"in bu kez kimin eline geçtiğini kanıtlayan, çok acımasız ve fiziki olduğu kadar psikolojik bir savaştır aslında. Önümüzdeki 10-15 yıl boyunca haritacılara inanılmaz iş düşeceği anlaşılıyor. Sürekli şekilde enerji kaynakları ve enerji taşıma yollarına göre belirlenmiş yeni ülke sınırları çizecekler. Uzmanların belirttiğine göre ülkemizde; Fethiye'den başlayarak Irak sınırına kadar uzanan Toros kuşağında önemli miktarda petrol rezerv varlığından söz edilmekte, ayrıca petrol ve doğalgaz rezervi açısından Karadeniz ümit vaat ediyor. Doğu Karadeniz'in soğuk suları altında, Hazar Denizi'ne benzer yapıların saptandığından bahsediliyor. Karadeniz, orta vadede, zengin petrol ve bilhassa doğal gaz, potansiyeliyle Dünya ve Türkiye gündemine bomba gibi düşebilir. Bu konuda TPAO çok ciddi araştırma ve faaliyetler yürütüyor. Son sözü söyleme zamanı geldi. Türkiye'de petrol olup olmadığının tartışıldığı her ortamda; ayağımızın altındaki halının her an çekilme riski taşıdığı, haritaların sürekli değiştiği bu ateş ve kan ya da petrol coğrafyasında konuşlanmış bir ülke olarak, bundan yüzyıl önce sınırlarımızın petrole göre çizildiğini her zaman hatırlamak zorundayız. Belki, bir yüzyıl önce gözden kaçmış ya da kaçırılmış bazı büyük petrol sahalarımız vardır; o zamanda üzerimizde oynanan oyunların farkında olarak hareket etmemiz gerekiyor demektir. Petrol tarihinde Kırmızı Kalem Gülbenkyan tarafından sarf edilmiş çok meşhur bir söz vardır. "Petrol işleri yağlıdır, ya elinize bulaşır ya da ayağınızı kaydırır"… Bu nedenle; tarihimizi unutmamak, her an teyakkuzda olmak ve 21. yüzyılda hem petrolü – doğal gazı hem de stratejisini öğrenmekle mükellefiz… Elimize bulaştırarak, ama ayağımızı kaydırmayarak…



Hiç yorum yok
Nefret söylemi içeren, kişileri rencide edici yorumlar yayınlanmayacaktır. Yorumların hukuki sorumluluğu yorum sahibine aittir.