EREZYONA UĞRAYAN ‘’GELENEK VE GÖRENEKLERİMİZ’’
EREZYONA UĞRAYAN ‘’GELENEK VE
GÖRENEKLERİMİZ’’
ANADOLU BASIN YAYIN BİRLİĞİ
KURUCU VE 1.DÖNEM GENEL BAŞKAN,YAŞAM BOYU ONURSAL GENEL BAŞKAN. · 18 Ekim 2008 - halen

ÜLKEMİZİN her bir yöresinin kendisine has değerleri olan düğünlerimiz-derneklerimiz, kına gecelerimiz ve şenliklerimiz ile kutlamalarımız artık…”abidik gubidik oldu”.
Görülüyor ki… Kültür Emperyalizmi köylerimize kadar girdi. Bizi biz yapan değerlerden uzaklaştırmaya başladı.
Eski düğünlerden, geleneklerden, göreneklerden, törenlerden artık hiçbir eser yok.
Kuşaklar değişirken geleneklerimiz de değişiyor. Yüzyıllardır kuşaktan kuşağa taşıdığımız değerlerimiz EROZYONA uğruyor.
Ne oldu da, kendi öz benliğimize has kültür değerlerimiz bu hale düşürüldü?
Artık… Düğünlerimizde ne çuval açma günleri, ne kına geceleri, ne gelin almaya gitmeler ve ne de duvak törenleri kalmış.
Düğünlerde varlıklı ailelerce sunulan geleneksel yemeklerimiz bile değişmiş. Ne keşkek, ne kapama, ne düğün helvası ve ne de şerbet kalmış.
Geçen Pazar, köyün ileri gelenlerinden yakın arkadaşım olan, oğlan evinin düğününe gittim. Ne bir eğlence, ne de bir şamata vardı.”Mübarek olsun” dedik, birkaç saat kadar oturduk.
Arkadaşıma “Bu ne böyle, bu nasıl düğün?” dedim.”Düğün akşama olacak “ dediler.
Akşam ki düğüne gitmemelik olmazdı katıldım. Aman Allah’ım. Bir Anadolu köyünde köy meydanının bağrına bir org bir de kendisine “şantör” denilen genç bir adam çağırmışlar.Meydanın bağrında kasetten bir adam şarkılar okuyor,köyün kızları da anlamsız hareketlerle kalça kıvırıp,gerdan sallamaya çalışıyor. Köyün gençleri de bir kenara dizilmiş, bu anlamsız devinimleri izliyordu.
Meydanın bir yanına başları yazmalı, bürgülü, basma fistanlı kadınlar ve kızlar sıralanmış, alanın diğer yanına da başı açık, mini etekli, kot pantolonlu, stresli giyimli kızlar. Alanın karşı tarafında ise ak saçlı, kara bıyıklı, kasketli, elleri tespihli orta yaşlı ve yaşlılarla, uzun saçlı, kulağı küpeli, kot pantolonlu, kirli sakallı gençlerle, iyi giyimli efendi görünümlü, her haliyle Anadolu çocuğu olduğunu belli eden delikanlılar oturuyordu.
Org denilen elektronik müzik aygıtı bangır bangır bağırıyor.Bana yer gösterdiler oturdum.Bereket versin açık bir havadayız,kapalı yerde olsak o elektronik ses kulaklarımızı sağır edecek.
Düğün gecesinde, yöremize özgü ne bir türkü söylediler, ne de başkaca bir müzik aleti çaldılar. Bu düğünün, Ege yöresinde yapıldığına ilişkin hiçbir belirti yoktu.
Bu düğün, ha Haymana bozkırında olmuş, ha Erciyes Dağı eteklerinde olmuş, ya da Harran Ovasında olmuş hiç fark etmiyordu Son günlerin popüler sanatçılarının seslendirdikleri YOZ bir müzik zevkinin, hiçbir sanat değeri taşımayan sözleri ile anlamsız sözüm ona şarkılarını seslendirdiler.
Ege yöresi türkülerinin bir ağırlığı, bir ritim zenginciliği, milliliğe uzanan bir yerelliği vardır Duygusal bir anınızdaysanız yüreğinizi sızlatır. Hayalinizde yaşanmış bir öykü canlanır. Nedir bu ”Şak şuka, Osman ağa, ölüm bana nasıl gelir.”Hangi yörenin türküsüdür?
Yıllar önce, Mah suni:” Ben dom dom kurşununu ağıt olarak yaktım, besteledim, millet önünde dans etti” demişti. Bizim halkımız, artık ağıt ile türküyü ayırt edemeden, önünde tepinir hale getirildi.
Düğünde, “köprüden geçti gelin,”ne sen gelin oldun ben güveyi,”allı gelin al olaydın,”kar mı yağıp ba, Yaren Gümenin dağına ,“ne de “Denizli’nin horozları “diye başlayan büyük üstat, halkımıza mal olmuş ÖZAY GÖNLÜM’ÜN türküleri çalınıp, söylenmedi düğün denilen eğlentide…
Yarım yarım birer “Sepetçi oğlu, Kerim oğlu zeybeği, Aydın zeybeği, Harmandalı zeybeği” çalındı. Zeybek oynamak için meydana çıkan, köylüler bir iki döndükten sonra,”ayağım uymeeeyoo”deyip yerine oturdular.
Bu kişiler de meydandan çekildikten sonra, meydan“abidik gubidik’’ diyenlere kaldı. Kızlı-erkekli başladılar yabancı müziğin ritmine ayak uydurmaya…
Düğün yerine ayrılırken, en son duyduğum ses ise; müzik eşliğinde “Gaydırı gup bak cemile” sözleri idi,
Bu yazım; “Düğüne gider Zurna beğenmez, Hamama gider kurna beğenmez.”Atasözündeki gibi oldu ama…
Yine de… Bir milletin değerlerinin, kültürünün ve adetlerinin ile hasletlerinin yozlaşmasına üzülmüştüm.
Kültürümüz,
Geleneklerimiz,
Göreneklerimiz,
Abidik gubidik oluyor diye.
Saygılarımla.
Hiç yorum yok
Nefret söylemi içeren, kişileri rencide edici yorumlar yayınlanmayacaktır. Yorumların hukuki sorumluluğu yorum sahibine aittir.