M. Zeki CANŞİ :CHP’YE BİR KIYAĞIM OLSUN!
Takvimler değişiyor, sistemler değişiyor, fikirler değişiyor ve olaylara bakış açısı değişiyor; şu bizim CHP ne hikmetse bir türlü değişmiyor… Genetik yapı mıdır, nedir bilinmez ama ne hikmetse din, Kur’an ya da İslamiyet söz konusu olunca, bizim bazı CHP’li dostlarımızın saçları otomatikman diken diken oluyor.
Geçen hafta, cumhurbaşkanının eşi Emine Erdoğan’ın ev sahipliğinde “şehit aileleri” için tertiplenen bir toplantıda Kur’an-i Kerim okunurken, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın eşi Şule Akar Hanım, Kur’an’a olan saygısından mütevellit başını örtmüş ve bu fotoğraf basına yansımış ya, “vay sen misin, Atatürk Türkiye’sinde laikliğe aykırı davranan” veryansınların biri bin para… Adeta sosyal medyada genelkurmay başkanının şahsında eşine saldırı bombardımanı yapıldı. Tabi, sağ olsunlar, hem Sayın Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve hem de eşi Şule Akar, bu salvoları hiç dikkate almadıklarını, önemsemediklerini ve işi laiklik ve Atatürk’e kadar götürmenin ciddiyetten yoksun olduğu mealindeki tokat gibi cevapları, takdire şayandı. Tabi, bu cevaplar bile hızlarını kesmemiş olacak ki, yer yer afkurmalarını idame ettiriyorlar bu kimi CHP’lilerimiz… Değerli dostlar, geçen hafta CHP, kuruluşunun 94.yıldönümünü kutladı. Aradaki küçücük kesintiyi saymazsak, 94 yıldan beri siyasi hayatımızda olan bir siyasi partinin bu güne kadar neden tek başına iktidar olamadığını, bu necip milletin bir türlü kendilerine vize vermediğini ve güvenmediğini, ülke yönetimini teslim etmede mütereddit davrandığını kendi kendilerine sormaları gerekmez mi? Keza, milletin değerleriyle savaşarak bir yere varılamayacağını anlamaları gerekmez mi? İçlerinde hiç mi aklı başında sosyal bilimciler yok da, bu durumu masaya yatırmıyorlar? Siz; Allah, kitap, Kur’an dediğinizde, hemen ani bir refleksle “Atatürk, rakı ve laiklik” gibi kavramlarla karşınıza dikilmelerinin ne anlam ifade ettiğini anlayacak ferasette değiller mi? Hiç düşünmezler mi? 15 yıllık bir parti kurulduğu günden bu yana kesintisiz iktidar; bizse, 94 yıllık bir partiyiz bir türlü iktidar olamıyoruz? Bunun sebebi ne? Suçlu millet mi; kendileri mi? Kendi kendilerine sorma ihtiyacını hissetmiyorlar mı? Bu durum bile, kendilerini sorgulamaya yeter ve artar sebeptir. Bakınız dostlar, İçki, kumar, faiz, İslam, cihad, tesettür, Kur’an gibi kavramları kullandığınızda, bu arkadaşlar, “Atatürk ve laiklik” kavramlarıyla hemen karşınıza dikiliveriyorlar. Yahu kardeşim, bu kavramların kimisi dinimize göre haram; kimisi ise, dinin ritüelleri ve siz ne için hemen Atatürk ve laikliğe sarılarak karşısına dikiliveriyorsunuz? Anlamak mümkün değil. Bakınız, siyasetle iştigal ettiğini zanneden CHP’li dostlar! Evet, ben siyaset bilimci değilim ama toplumun içinde yoğrulan, çokça okuyan-yazan, siyaseti gözlemleyebilen, bu çerçevede iyi analizler yapabilen, toplumun nabzını tutabilen, toplumun nelerden hoşlandığını; nelerden ifrit olduğunu iyi tahlil edebilen bir kardeşinizim. Eğer gerçekten Türkiye siyasetinde muktedir olma gibi bir derdiniz varsa, adam akıllı siyaset bilimcilerden destek alın, toplumun kahir ekseriyetinin nelerden hazzettiğini ve nelerden ifrit olduğunu, hangi noktada durduğunuzu öğrenin ve kendinizi masaya yatırın. 28 Şubat’vari “mahalle baskısı”yla toplumu dönüştürme hastalığından vaz geçin ve kendinizi topluma uyarlayın. Toplumun genel kabul görmüş değerleriyle savaşmaktan vaz geçin ve hatta aksine toplumun değerlerini içselleştirerek barışık yaşamayı öğrenin. “İzmir dağlarında açılan çiçekler”le yetinmeyi bırakın. Bir medeniyet göstergesi olduğu zehabına kapılarak elde içki şişeleriyle şezlonglarda uzanarak gecekondulara ve garip-gurebaya ulaşabileceğinizi zannediyorsanız, aldanırsınız. Bu ülkede seküler yaşam tarzını benimsemiş insanların yanında, mütedeyyin bir hayatı yaşam tarzı olarak benimsemiş önemli miktarda insanlarımız var ki, bu nüfusun asgari %70’ine tekabül ediyor, Bunları görmezden gelerek ya da birbirine çatıştırarak üstün tabaka oluşturmak yerine; bu farkındalıkları birer kültürel zenginlik görüp ona göre politikalar belirlemek herkesin hayrınadır. Bunun için sosyal restorasyon projelerini geliştirmek için efor harcayın ki, muktedir olma yolunda sizler de emin adımlarla yürüyün. Aksi taktirde, iktidar olmak “ham hayal”den başka bir şey değildir. Hani, size de bir güzellik yapayım dedim. İster kaale alın; ister almayın. Sizin bileceğiniz iş.
M. Zeki CANŞİ
Geçen hafta, cumhurbaşkanının eşi Emine Erdoğan’ın ev sahipliğinde “şehit aileleri” için tertiplenen bir toplantıda Kur’an-i Kerim okunurken, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın eşi Şule Akar Hanım, Kur’an’a olan saygısından mütevellit başını örtmüş ve bu fotoğraf basına yansımış ya, “vay sen misin, Atatürk Türkiye’sinde laikliğe aykırı davranan” veryansınların biri bin para… Adeta sosyal medyada genelkurmay başkanının şahsında eşine saldırı bombardımanı yapıldı. Tabi, sağ olsunlar, hem Sayın Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve hem de eşi Şule Akar, bu salvoları hiç dikkate almadıklarını, önemsemediklerini ve işi laiklik ve Atatürk’e kadar götürmenin ciddiyetten yoksun olduğu mealindeki tokat gibi cevapları, takdire şayandı. Tabi, bu cevaplar bile hızlarını kesmemiş olacak ki, yer yer afkurmalarını idame ettiriyorlar bu kimi CHP’lilerimiz… Değerli dostlar, geçen hafta CHP, kuruluşunun 94.yıldönümünü kutladı. Aradaki küçücük kesintiyi saymazsak, 94 yıldan beri siyasi hayatımızda olan bir siyasi partinin bu güne kadar neden tek başına iktidar olamadığını, bu necip milletin bir türlü kendilerine vize vermediğini ve güvenmediğini, ülke yönetimini teslim etmede mütereddit davrandığını kendi kendilerine sormaları gerekmez mi? Keza, milletin değerleriyle savaşarak bir yere varılamayacağını anlamaları gerekmez mi? İçlerinde hiç mi aklı başında sosyal bilimciler yok da, bu durumu masaya yatırmıyorlar? Siz; Allah, kitap, Kur’an dediğinizde, hemen ani bir refleksle “Atatürk, rakı ve laiklik” gibi kavramlarla karşınıza dikilmelerinin ne anlam ifade ettiğini anlayacak ferasette değiller mi? Hiç düşünmezler mi? 15 yıllık bir parti kurulduğu günden bu yana kesintisiz iktidar; bizse, 94 yıllık bir partiyiz bir türlü iktidar olamıyoruz? Bunun sebebi ne? Suçlu millet mi; kendileri mi? Kendi kendilerine sorma ihtiyacını hissetmiyorlar mı? Bu durum bile, kendilerini sorgulamaya yeter ve artar sebeptir. Bakınız dostlar, İçki, kumar, faiz, İslam, cihad, tesettür, Kur’an gibi kavramları kullandığınızda, bu arkadaşlar, “Atatürk ve laiklik” kavramlarıyla hemen karşınıza dikiliveriyorlar. Yahu kardeşim, bu kavramların kimisi dinimize göre haram; kimisi ise, dinin ritüelleri ve siz ne için hemen Atatürk ve laikliğe sarılarak karşısına dikiliveriyorsunuz? Anlamak mümkün değil. Bakınız, siyasetle iştigal ettiğini zanneden CHP’li dostlar! Evet, ben siyaset bilimci değilim ama toplumun içinde yoğrulan, çokça okuyan-yazan, siyaseti gözlemleyebilen, bu çerçevede iyi analizler yapabilen, toplumun nabzını tutabilen, toplumun nelerden hoşlandığını; nelerden ifrit olduğunu iyi tahlil edebilen bir kardeşinizim. Eğer gerçekten Türkiye siyasetinde muktedir olma gibi bir derdiniz varsa, adam akıllı siyaset bilimcilerden destek alın, toplumun kahir ekseriyetinin nelerden hazzettiğini ve nelerden ifrit olduğunu, hangi noktada durduğunuzu öğrenin ve kendinizi masaya yatırın. 28 Şubat’vari “mahalle baskısı”yla toplumu dönüştürme hastalığından vaz geçin ve kendinizi topluma uyarlayın. Toplumun genel kabul görmüş değerleriyle savaşmaktan vaz geçin ve hatta aksine toplumun değerlerini içselleştirerek barışık yaşamayı öğrenin. “İzmir dağlarında açılan çiçekler”le yetinmeyi bırakın. Bir medeniyet göstergesi olduğu zehabına kapılarak elde içki şişeleriyle şezlonglarda uzanarak gecekondulara ve garip-gurebaya ulaşabileceğinizi zannediyorsanız, aldanırsınız. Bu ülkede seküler yaşam tarzını benimsemiş insanların yanında, mütedeyyin bir hayatı yaşam tarzı olarak benimsemiş önemli miktarda insanlarımız var ki, bu nüfusun asgari %70’ine tekabül ediyor, Bunları görmezden gelerek ya da birbirine çatıştırarak üstün tabaka oluşturmak yerine; bu farkındalıkları birer kültürel zenginlik görüp ona göre politikalar belirlemek herkesin hayrınadır. Bunun için sosyal restorasyon projelerini geliştirmek için efor harcayın ki, muktedir olma yolunda sizler de emin adımlarla yürüyün. Aksi taktirde, iktidar olmak “ham hayal”den başka bir şey değildir. Hani, size de bir güzellik yapayım dedim. İster kaale alın; ister almayın. Sizin bileceğiniz iş.
Hiç yorum yok
Nefret söylemi içeren, kişileri rencide edici yorumlar yayınlanmayacaktır. Yorumların hukuki sorumluluğu yorum sahibine aittir.