'Her daim Türkmenlerin arkasındayız'

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Beşşar Esed'in Bayırbucak Türkmen bölgesini ele geçirmek istediğini, Rusya'nın da bölgeyi kasıtlı bombaladığını belirtti.

UŞAK

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Uşak Valiliği ziyareti sırasında Suriye'nin kuzeyindeki Türkmen köylerine yönelik harekatın bir an önce son bulması gerektiğini belirtti.

Gelişmeleri yakından takip ettiklerini dile getiren Eroğlu, "Onlar bizim kardeşimiz, yaşananları asla kabul etmiyoruz. Başbakanımız çok sert bir şekilde ifade etti. Benim içim yanıyor, orda bir oyun oynanıyor, bu Esed'in oyunu. Her daim Türkmenlerin arkasındayız" diye konuştu.

Saldırıları sadece Türkiye'nin değil tüm dünyanın kınaması gerektiğine işaret eden Eroğlu, "Türkmenler asırlardır o toprakların sahibi. Esed o bölgeyi ele geçirmek istiyor, Rusya kasıtlı olarak orayı bombalıyor. Uluslararası güçlerin buna dikkat etmesi gerek. Mücadele terör örgütleriyle ve DEAŞ'la yapılmalı. Ben de bir Türkmen'im, içim sızlıyor. G20'de de konu ele alındı. Esed gitmedikçe huzur olamayacak. Bu kan içici, çoluk çocuğu katleden hain gitmedikçe huzur olamayacak. Bir an önce Esed'in gitmesi gerekir" ifadesini kullandı.  

Avrupa'nın bölgede yaşananları yıllardır umursamadığını belirten Eroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Terör bizim canımızı çok yaktı, bir gün gelir sizin de canınızı yakar dedik, inanmadılar. Batı uyanmalı, aksi takdirde terör gider Paris'i de Mali'yi de vurur. Batı artık uyanmalı, Türkiye'nin tezine destek vermeli. Orada güvenli bölgenin kurulması gerekli. Biz Suriye sorunu ortaya çıktıktan sonra herkese kapımızı, kucağımızı açtık, ekmeğimizi paylaştık. Batı bunu yapmıyor. 2,5 milyon sığınmacıya biz bakıyoruz. Batı gelsin medeniyeti insanlığı bizden öğrensin. Bakın mülteciler botla denizi geçmek isterken Yunanlı sahil güvenlik ekipleri botu delip onları öldürmeye çabalıyor, onları bizim askerimiz kurtarıyor. Orada kedi-köpek dahi olsa kurtarmak bizim anlayışımızdır. Biz herkese merhamet ederiz, medeniyet sokakları asfaltlamakla olmuyor, vicdanla oluyor."

Muhabir: Soner Kılınç