FLAŞ

AĞRILI EFSANE DİNÇER ÇANKAYA

AĞRILI EFSANE DİNÇER ÇANKAYA


BİRİNCİLİK ALMIŞ ÖDÜLLÜ ŞİİR LERİNİ  SİZLERLE PAYLAŞMAK  İSTİYORUZ İŞTE BİR KAÇ ÖRNEK ÇALIŞMASI:
Evin
Sen ve ben iki bilinmiyenli denklem
Aşk çemberine girmiş iki mahsun
yaratık...
Ve şu evren kargaşasında ki biribirine
kenetlenmiş birer halka..

Hey can hey yar güzel evin
Bu mu sevda dedikleri
Anlayamıyorum ve algıda yetersizlik
yaşıyorum...

Acı çekiyorsun biliyorum
Ve derinden derine içerleniyorsun
Anla anla beni diyorsun
Ve ağıtlar yakıyorsun bu dermansız
hastalığa...

Güzel yar güzel evin hey can
Gel sen bırak derdi kederi ve elemi
Ve yaşa o güzelim duyguyu yüreğin
şahlansın....

Gel seninle çıkalım uzun bir yolculuğa
Göçmen bir kuşun kanadında görelim
cihanı
Gezelim sahra çöllerini ve görelim
Leyle ile mecnunu ve yüreklerinin
nasıl yandığını...
Aşk uğruna ölümü göze aldıklarını
Ve kenetlenelim biribirmize bizde acı
çekmeyelim diye...

Ve sonra güneşe misafir olalım
Semerkanta gidelim el ele
Ve ömer hayyamı görelim elindeki şarap
şişesini ve dostlarına aşkla yaptığı
sakiliğni...
Onda sevdayı yaşayalım kendimizden geçelim
Ve aşkın büyüsüne kapılalım

Gezelim görelim yaşayalım
Güzel evin can evin
Asırlık bir çınara misafir olalım
Ve dalları yaprakları kısacası bir canın
bütün damarlarında ki bağlılığı görelim

Ve acımsız rüzgarın alıp götürdüğü
candan ayırdığı dalları ve asırlık ağacın acıyla
feryadını...
Üzülelim ve rüzgara inat sevişelim...

cizira botan dağlarında gezelim
Ve ulu dağın zirvesinde mem ile zini
görelim ve hain bekoyu bu iki canı nasıl ayırdığını..
Ağlayalım ve yüreklerimizi zincirleyelim
Bekolar koparmasın diye.

Hey can güzel evin şirin yar
Daha gezeceğimiz çok yer var
Gök yüzü ve yıldızların aşkı
Okyanuslar ve su taneciklerinin evine dansı
Fehatın şirini xecenin siyabendi
Kızılırmağın coşkusu ve bir bebeğin anneye
olan aşkı..
Fakat biliyrsun ki zamanımız yok

Ömür kısa aşk başa bela gel haydi
gel
Zaman geçmeden yaşayalım bu
duyguyu..
Ve görelim bütün güzellkleri
Yüreğimizde aşk güzellik ve gönüllerin
büyük evini...
 
Dinçer Çankaya




GERÇEK MANADA KENDİNİ KABULLENDİREBİLMİŞ ALANINDA ZIRVELERİN ADAMI

Ademin Çocukları Ve Barış
Ararat işte alır götürür evrenin karanlığına ve sonra temaşa edersin yitirilmiş tarihi, namı diğer Ağrı, Agıri, Karaköse, Karakilise. Vermiş Allah en yüksek dağını, cezbedici ve dimdik.

Umuttur Ararat, sevdadır, hüzündür ve başkaldırır…

Hücrelerin şaha kalkışında canlı şahididir Mezopotamya’nın.

Evet düşlerdeyim, nedense aklımda Habil ve Kabil kardeş kanını toprağa akıtan Âdem peygamberin çocukları var. Sonra kirlenmiş dünya dehşet gününden bu güne Mezopotamya dedikleri Ortadoğu topraklarından ölüm, acı, ihanet, kan, ağlayan analar, babasız kalan çocuklar ve mezarı meçhul katledilenler. Zulüm hiçmi hiç durmamış ağlamış yeryüzü ve kahretmiş kendini insanlık.

Sonra o meşhur ayet Habil’le Kabil’e ve insanlığa şöyle diyordu.

^^ Kim bir insanı bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse o sanki bütün insanlığı öldürmüş gibidir. And olsun ki Resullerimiz apaçık deliller getirdiler ama onların birçoğu bundan sonrada yeryüzünde aşırı gitmektedirler. ^^

Tabi ki insanoğluna gelen bu mesajı da dinleyen olmadı. Çünkü kan bürümüştü gözlerini ve fesat ruhlarını satın almıştı, Hızla ilerlerken zaman insanlık çıkıyordu kendi mertebesinden vahşi, barbar ve zalim.

İnsanlık hırsı cihan oldu olalı hiç durmadı; çıldıran, saldıran, sömüren ve utanç satırlarıyla doldu her yan. Ağladı gökyüzü fakat anlayan olmadı.

Düş kuruyorum işte Ararat’ ta Murat suyu kenarında ve Kösadağa bakarken ‘’ Evdalé Zeynıké’nın meskeni büyük Dengbej büyük ozan.’’

Sümerlerde Allah lık yapan rahipler geliyor aklıma ve insanlık için çalışan filozoflar sonra Kızıldeniz de Tanrıya yalvaran zalim Firavun ve yerin dibine batan paragöz Karun ürperiyorum.

Geninde var öldürmek insanoğlunun. Kardeşini öldüren bir soydan geliyor. Peygamber yakan Nemrut ve sonra filozoflar Sokrates, Descartes, Ehmedé Xani, Hayyam, Mevlana, Bedüüzzaman Saidé Kurdi, Faqıyé Teyran hep aklımda. Düş işte Feodaller, Saraylar, Reformlar, Rönesanslar, İhtilaller ve Demokrasi...

Akan bir deryadır hayat ve kaynağı son bulacak olan.

Padişahını öldüren yeniçeriler düşlerime misafir oluyor ve sonra kardeş katlını helal kılan sultanlar, içki ve tütünden ölenler, aklını kaçıranlar, haremler ve darbeci ihtilalciler…

Üzülüyorum kahroluyorum ve düşlere esir oluyorum. Hep insanlık, hep zulüm, hep yok oluş…

İnsanları fırınlarda yakan Hitler, Halepçe’de Kürtleri katleden Saddamlar, Maraş’ta, Sivas’ta, Zilan’da, Dersim’de soykırım yapanlar…

Ağlıyorum, beddua ediyorum ve kahroluyorum.

Evet, düşlerimden kurtulup size dönmeliyim. İnsan mutlu olmak, özgürce, canca, kardeşçe yaşamak için tarihini sorgulamalıdır ve düşmemelidir karanlığın kucağına. Sevmelidir, yüceltmelidir ve değerli kılmalıdır. Kendisini, dünyasını, insanlığı.

Türkçe olimpiyatlarını izlerken yine düşlerime esir düştüm, ben bir düş yoksunuyum biliyor musunuz? Düşler söyler ben yazarım.

Dünyanın her yerinden farklı dilde ve farklı ırkta rengi, sosyolojisi, psikolojisi, ekonomisi ve değişik düşleri olan yüzlerce tertemiz ve gelecek yarınlara umut veren o güzelim çocukların sonradan öğrendiği Türkçe dilinden şarkı söylemeleri elbette etkileyici ve değerlidir. Kendi dillerini, şivelerini bir kenara bırakıp dünya çocuklarının kardeşlik, barış, dostluk ve mutlu bir dünya resmini Türk diliyle çizmeleri yine eskilere götürdü beni.

Kendi yasak dilimi hatırladım. Yıllarca konuşamadığım ve konuştuğumda, şarkısını dinlediğimde cezalandırıldığım dilimi. Sonra faili meçhul cinayetleri, sürgün, ölüm, hapis ve yok edilişi ve ağladım geçmişin karanlık yüzüne tükürdüm, darbecileri lanetledim. Ve kardeş kavgasını düşündüm, bitmeyen amansız bir yok oluşu.

Evet, ne diyordu yaradan ayetinde.

^^ Göklerin ve yerin yaratılması ile dillerinizin ve renklerinizin ayrı olması onun ayetlerindendir şüphesiz bunda alimler için gerçek ayetler vardır.^^

Yok yok şimdi hiçbir şey eskisi gibi değil ve olmayacakta…

Barış ve kardeşlik kutsaldır herkes özgürlüğe bir adım daha yakın. Dünya herkese her dilde her canlıya yeter.

İyi şeyler olacak biliyorum, düşlerim beni yanıltmaz biliyorum, silahlar susacak her yer bayram havasında mutluluk yaşayacak ülkemde güller açacak, barış kardeşliği güçlendirecek. Ülkeme nifak koymak isteyen darbeci zihniyet yok olacak mutlu olacak ülkem.

Evren güzelleşecek ve her dilde her iklimde barış olacak, ağlamayacak analar ve babasız kalmayacak çocuklar ve güller açacak sonsuzluğa.

Güller açacak ülkemde…..
Anahtar Kelimeler: Ağrı, Barış, Çocuk,
PAYLAŞ
 
Dinçer Çankaya





Ararata Mektup
Ey yüce Ararat Nuhun evi
Medeniyetler beşiği
Sanadır feryadım, sanadır dertlerim
Dinle, aşklar meclisinin kutsal kubbesi
Dinle evladını ve gör serserice dönen
dünyayı...

Dağların prensi, sen başını eğip bulutlara
gizlenirken sessiz bir gizemle
Analar ağlardı günlerce.
Çocuklar babasız,insanlar aç ve sussuz

Ama sen görmüyordun bunları
Hüzünlüydün kendince....

Oysa ki sen bizlerden kopmaya çalışırken
Küçücük kızlar çoktan satılmıştı
Yetmişlik dedelere, cinsi sapıklara
Namussuz alçaklarca, namus adı altında....

Yeter artık yüce dağ
Barış tanrısı,adelet eşiği
kalk ve gör, acı bizlere, huzur getir herkese
Mutluluklar diyarı olsun gündüz gece

Çok üzdük seni anlayamadık
büyüklüğünü..
Köpek,eşek,ot için adam vurduk ve
Feodalizme kurban gittik
Sattık insanlığımızı..
Unuttuk herşeyimizi çıldırdık
çıldırdık.....

Can Ararat kalk haydi
göster kendini
Dur de bu bahtsız gidişe
Sahip çık evlatlarına
Kükre zalime ve mazluma kuçak aç

Biliyormusun, sen bize küseli para denilen illet
çıktı başa..
her yer doldu maşa
dost satıldı,Ana Baba terk edildi
ihanet baş gösterdi ve insanlık insanlığını unuttu..
Ama sen göremedin çünkü hala saklanıyordun
karabulutlar diyarında..

Hatırlarmısın Nuhun evi, O güzel günleri
Hani ben doğduğumda şarkılar tutturmuştun
bana..
Bir sevda bin umut göstermiştin evladına..

Yem yeşil ağaçlar ve şarkılarda dans eden bülbüller
Aşk sarhoşu olmuş kelebekler
el ele kol kola girmiş bütün insanlar
Kardeşçe,dostça,canca
Sen mutlu huzurlu ve onurluydun
Adalet dağıtırdın sahip çıkardın ağlayana
dar ederdin dünyayı zorbaya...
Ne kadar mutluyduk biliyormusun

Yeter artık yüce dağ uyan ve feryadını duy
evladının......
sevgi dağıt bize, kardeşlik canlık
Tanıyalım kendimizi sevelim cihanı

Sende bulalım aşkı ve sen
korkut cahili, zorbayı, feodali
kurtar aşka hasretleri
bitir kan davalarını ve namussuzu cezalandır
Ahmedé Xaniye selamlar götür bediuzzamana
Öğretsin bize ilmi felsefeyi insanlığı ve
kardeşliği.....

Ve dön bana serhadın yanık sesi Evdalé Zeynikeyi
getir...
şarkıları huzur versin
Aşkı tattırsın bize Mem ü Zin

Yüce dağ sev bizi, kalk dağıt şanssızlıkları
Sevinsin evrenin her bir yanı
kahrolsun cehalet budalaları
Sen dinle evladını haydi haydi
kalk...
 
Dinçer Çankaya



AĞRININ ALTIN MADALYALI ŞAMPIYONU MİLLİ BOKSÖR ŞAMPIYON ŞAİR YAZAR



Aşk
Kuşatmışsa o duygu yüreği
Depremler yaratır benliklerde
Ne güneşin cilvesi
Ne poyraz rüzgarı
Ne de gökkuşağının renkleri
Anlamsız kalır hislerde

Aşk bu işte dedikleri
Dermansız bir vaka
Ne göz görür yıldızları
Ne kulak işitir şimşekleri
Yeryüzünün bütün güzellikleri
Anlamsız kalır hislerde

Algılamaktır aşk
Ve yarla güzlleşmek
Tutunamamaktır Babilin asma bahçelerine
Ve yalvarmaktır Tanrıya
Ne Zühre yıldızının hikayesi
Ne de afroditin cilvesine bakılır
Bütün güzellikler anlamsız kalır hislerde

Ademle Havalaşmaktır aşk ve
İbadetin en kutsalı
Eziyettir ve çaresiz bir umut
Evereste yetişen asi bir gül
Ne Anaya bakılır ne Babaya
Ne yeme ne içme
Ne de kainatın güzellikleri
Anlamsız kalır hislerde
 
Dinçer Çankaya

 DİNÇER ÇANKAYA HOCANIN AYNI ZAMANDA ANTOLOJİ DERGİSİ  KAYITLI YAZARI


Ben Tarihim
Ben Tarihim medeniyetlere şahitlik yapanım
Hamburabi yi yargılayan...
Zerdüştle oturanım ve sümerlerde rahiplerle
savaşan yağmur olup yağanım
Mezopotamya ya.....

Gülüm bülbül olup gezerim
Zeus inadına
özgürlükle sevişen zal oğlu Rüstemle
savaşanım

Şimşeğim çakarım piramitlere
ağıtım denizlerde
Bilgeler diyarında misafirim
bilgisizce.

Destanım ağıtlar yakmışım habille
kabile
Sabrına şahidim Eyübün
Ateşiyle yanmışmı ibrahimin
Musanın değeneğiyle kutsanmış
Mevlanayla özdeşleşmişim

Tarihim ben Anadoluyum
Pir sultan Abdalım
emeğin terini selamlayanım...,ihtilal gecelerinde
gezen yalnız bir yolcuyum

Denizim masmaviyim ,basrada doğan güneş
ve zülme ağlayan gök yüzüyüm
Tarihim ben tarihim....
 
Dinçer Çankaya



 OLABİLMİŞ  BİR O KADARDA MÜTEVAZİ KİŞİLİĞİYLE MİLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

Çocuk
Bir çoban kavalında ağlıyordu çocuk
Umutsuzlar diyarında
Kayboluyordu gözyaşları boncuk boncuk
Botanda....
Babasızlığını sorguluyordu
Diken ile gül arasındaki sevda
bağlamında....
Kuşlar yas tutardı ve gökyüzü çakmayan
şimşeklerle donatılırdı

Ağıdını duyan yoktu hiçbir melodide
Yüreği yanıyordu inceden inceye
Tek tesellisi ağlamak ve olmayan gelecek
umutlara bağlanmaktı...
 
Dinçer Çankaya

BÜNYESİNDE  İYİ BİR ÖRNEK MÜDÜR YARDIMCILIĞI GÖREVİNİ YÜRÜTEN





ŞAİRİMİZİN ÜNLÜ DERGİLERDE BASIN KURULUŞLARINDA YAYINLANMIŞ BİR KISMI

Dost Dediğin
Ben dost tanıdım
Beş para etmez ciğeri
Serseri,adi,menfaatçi,çakal
Dostusun yedirdin mi
Düşmanısın vermedin mi
İşte böyle bir it bizimkisi

Ben dost tanıdım
Candan,yürekten,aslan
Canımı versem gam yemem
Ne paradadır gözü ne de dalaverede
Özü sözü bir can dost aslan dost

Ben dost tanıdım
İyi günde olan
Ben can tanıdım
Kötülerde yalnız bırakmayan
Yiyen,el açan,dilenen
Dost gördüm lanetledim

Ben dost gördüm sonradan gören
Kendini unutan her anı utançla dolan
Hiç bir işi insanlığa sığmayan
Ben dost gördüm
Mülkünü kaybeden insanlığa sığınan

Ben dost gördüm adam olan
Özünü unutmayan
Ben dost gördüm hayvandan farkı olmayan
Ben dost gördüm
Ona can kurban
 
Dinçer Çankaya






Babam
O derya yürekli dünyayı algılamış ve coşkun
bir yürekle sevdalar yaşatmış
ezginliğin doruğunda felsefeler üretmiş
canım babam yüce insan

feleğin her türlü çamberine zar atmış
dostsuz kalmış zalim gecelerde
isyan etmezcesine....
hiç ağlamamış zalimliğe direnmiş direnmiş
güzel bir yaşam mutlu geleceklere

Ekmek mi yok bulmuş getirmiş evladı ağlamış
o susturmuş güvenle ve özgürlüğe mutluluğa
olan inancıyla...
görmüş dost ihanetini hiç yadıtgamamış
okumuş okumuş bilimin en yücesini
ve acımış kahpeliklere......

Benim babam onur abidesi bilge insan
gönlümün kralı büyük emekçi
canım babam herşeyim olan
yüce insan...
 
Dinçer Çankaya



Hiç yorum yok

Nefret söylemi içeren, kişileri rencide edici yorumlar yayınlanmayacaktır. Yorumların hukuki sorumluluğu yorum sahibine aittir.

Söke-Kuşadası karayolu çökme nedeniyle ulaşıma kapatıldı

Kuşadası-Söke karayolunda meydana gelen çökme sonucu Kuşadası'na gidiş yönü trafiğe kapatıldı. Kuşadası-S öke kara yolu Yaylaköy mevkisi...