FİLİZ ÖZKOL: Kadın dediğimiz
Kadın dediğimiz
Zeynep hıçkırıklar içinde anlatmak istediği şeyleri anlatamaz durumda, gelişigüzel konuşuyordu. Ardı sıra sıraladığı cümlelerindeki kopuklukları, aslında neyi anlatmak istediğini toparlamak, karşısındaki kişinin maharetine kalmıştı.
Kesik kesik konuşmalarını bardaktan boşanırcasına gözyaşı yağmurları yarıda kesiyordu. Ben de Zeynep'e bir şeyler söylemek istiyordum fakat kelimeler boğazımda düğümleniyor kasılıp kalıyordum...
Küçük bir ara yeniden konuşmalar ve tekrar hıçkırıklar...
Bunca yara berenin örtemediği bir güzelliğe bakmaya kıyamıyordum. Tüm kadınlar adına utanç duyuyor ve Zeynep'ten özür dileyecek cesareti bulamıyordum.
Genç kadın hepinizin tahmin ettiği gibi kadına şiddet örneklemesinin capcanlı bir kurbanı ve insanlık adına tamir edilmesinin bile kifayetsiz kaldığı içler acısı bir durumuydu...
Kendisine bu şiddeti uygulayan adamın ne kişiliği ne adı önemli değildi.
Gerçek olan bir şey vardı, bir kadının sessiz çığlıklarının erkek egemenliğinde kaybolup gitmesiydi. Kulakların sağır, yüreklerin taş olduğu bir ortamda bir çok Zeynepler Kezbanlar, edalar, sinemler yok olmaya mahkumdu.
ERKEK BENCİLLİĞİ
Kadınlar bizim anamız, bacımız, gardaşımız, eşimiz kızımız diyen erkek zümresi sevgisini hayatınızdaki kadını döverek mi ispat ediyordu ben anlamış değilim.. Tüm hem cinslerimin anlamadığı gibi..
Bilmediğim konularda ahkam kesmek istemediğim için bu konuda uzman olan bir psikologdan görüş almak istedim. En kızdığım olaylardan biridir. Herkesin her konuda her şeyi bilmesi mümkün değildir.
Böyle durumlarda, bu tür kişilere nedense bilgi cahili konumunda sınıflandırırım.
Konuşmuş olmak için konuşan insan topluluğumu diyelim veya sizin adlandırdığınız herhangi bir "deyim mi ".
Neyse, duyduklarım karşısında ağzım bir karış açık kaldı da bunları size nasıl aktaracağım konusunun incelikleri arasında dolaşmaya başladım.
Bilmediğim konularda ahkam kesmek istemediğim için bu konuda uzman olan bir psikologdan görüş almak istedim. En kızdığım olaylardan biridir. Herkesin her konuda her şeyi bilmesi mümkün değildir.
Böyle durumlarda, bu tür kişilere nedense bilgi cahili konumunda sınıflandırırım.
Konuşmuş olmak için konuşan insan topluluğumu diyelim veya sizin adlandırdığınız herhangi bir "deyim mi ".
Neyse, duyduklarım karşısında ağzım bir karış açık kaldı da bunları size nasıl aktaracağım konusunun incelikleri arasında dolaşmaya başladım.
SABIRLI, VEFAKAR
Efendim, bu annesinin sevgili paşa çocukları erkeklerimizin gizli korkuları varmış. Kadınlar karşısında küçük düşme, ezik olma hislerini ömür boyunca taşırlarmış. Kadın egemenliği en büyük korkularıymış. Saltanatlarının yok olmasını düşünmek bile istemezlermiş.. Hele akıllı ve güzel kadınlar gizli gizli tahammül edemedikleri bir şeymiş.. Biyolojik libido ömürlerinin kısıtlı olması v.s.. Daha neler neler.. Hepsini bu sütunlardan aktarmaya çalışsam birkaç ay benim bu konuları yazı dizisi haline getirmem gerekirdi.
Peki kadınlarımızın hiç mi korkuları yok. Kadın, kız çocuğudur, annedir, abladır, eştir, fedakarlık vefa timsalidir.. Ailenin dengesidir. Doğurgandır, üretkendir.
Peki bu kadar güzel erdemleri bünyesinde toplarken; niye güç gösterilerine girmiyorlar.
Niye öfkelerini kaba kuvvetle ortaya dökmüyorlar. Çünkü tabiatın verdiği müthiş sabrın mükemmel taşıyıcısıdırlar.
Kafamdaki düşüncelerin dans etmesi devam ederken; Zeynep'e istemeyerek veda ettim.. Birçok Zeyneplerin feryatlarına yüreğimin sesi eşlik ederken kafamda binlerce sorular. Sonuçları meçhul.. Erkeklerin garip üstünlük savaşlarının faturasını niye kadınlar ödüyordu. Biyolojik yapıları fiziksel güçlere zayıf kalırken bile devleşen kadın zümresiyle ne alış verişi vardı ki bu erkeklerin. Kendi cinsiyle çözemediği sorunların bedelini niye kadınlara ödetiyorlardı..
Peki kadınlarımızın hiç mi korkuları yok. Kadın, kız çocuğudur, annedir, abladır, eştir, fedakarlık vefa timsalidir.. Ailenin dengesidir. Doğurgandır, üretkendir.
Peki bu kadar güzel erdemleri bünyesinde toplarken; niye güç gösterilerine girmiyorlar.
Niye öfkelerini kaba kuvvetle ortaya dökmüyorlar. Çünkü tabiatın verdiği müthiş sabrın mükemmel taşıyıcısıdırlar.
Kafamdaki düşüncelerin dans etmesi devam ederken; Zeynep'e istemeyerek veda ettim.. Birçok Zeyneplerin feryatlarına yüreğimin sesi eşlik ederken kafamda binlerce sorular. Sonuçları meçhul.. Erkeklerin garip üstünlük savaşlarının faturasını niye kadınlar ödüyordu. Biyolojik yapıları fiziksel güçlere zayıf kalırken bile devleşen kadın zümresiyle ne alış verişi vardı ki bu erkeklerin. Kendi cinsiyle çözemediği sorunların bedelini niye kadınlara ödetiyorlardı..
AH ERKEK MİLLETİ!
Sorun, kadının zayıflığı değil, konuşurken de. susarken de güçlülüğüydü...
Anladığım kadarıyla hem cinsimizin dik duruşu, Şarkılara konu olan deyimiyle "erkek milleti"nin canını sıkıyordu.. Üstelik toplumsal kültür seviyesi ne olursa olsun her kesimin eli sopalı beyefendileriyle karşılaşmamız mümkün.. Gittikçe artan sayıların paralelindeki mağdur kadınlarımız toplumun yarası olmaya devam ediyor...
Galiba biz duyarsız kalmaya devam ettikçe bu yara büyüyüp kangren olacak.
Evet kelimelerin sustuğu yerdeyim.
Şiddet yanlısı öfkeli erkeklerimizin hasmı olamayacak kadar narin kadınlarımıza ellerini kaldırırken; onları dünyaya getirirken bağırıp çığlıklar atan annelerinin bir parçası olduklarını unutmasınlar..
Anladığım kadarıyla hem cinsimizin dik duruşu, Şarkılara konu olan deyimiyle "erkek milleti"nin canını sıkıyordu.. Üstelik toplumsal kültür seviyesi ne olursa olsun her kesimin eli sopalı beyefendileriyle karşılaşmamız mümkün.. Gittikçe artan sayıların paralelindeki mağdur kadınlarımız toplumun yarası olmaya devam ediyor...
Galiba biz duyarsız kalmaya devam ettikçe bu yara büyüyüp kangren olacak.
Evet kelimelerin sustuğu yerdeyim.
Şiddet yanlısı öfkeli erkeklerimizin hasmı olamayacak kadar narin kadınlarımıza ellerini kaldırırken; onları dünyaya getirirken bağırıp çığlıklar atan annelerinin bir parçası olduklarını unutmasınlar..
Hiç yorum yok
Nefret söylemi içeren, kişileri rencide edici yorumlar yayınlanmayacaktır. Yorumların hukuki sorumluluğu yorum sahibine aittir.